26 Aralık 2010 Pazar

Derinin Cerrahi Hastalıkları

Selim Deri Hastalıkları
Selim Deri Hastalıkları: Benler (nevüsler), kistler, seboreik keratozlar, papillomlar, lekeler, damar kökenli lezyonlar (hemangiom), lipomlar, eğer traş olmak, gözlük takmak gibi nedenlerle tahriş oluyorsa, soluk almayı, görmeyi veya beslenmeyi engelliyorsa, tehlikeli lezyonlara dönüşme riski taşıyorsa yada sağlık açısından sakıncalı olmadıkları halde hastada kozmetik sorun yaratıyorsa, çıkarılabilirler.
Habis Deri Hastalıkları
Habis Deri Hastalıkları: Derinin kanserleri bu grupta incelenir. Bazal hücreli kanser ve epidermoid kanser ve malin melanom (link) olmak üzere üç türdür. Sürekli (kronik) iritasyonlar, ultraviole ışınları (güneş), eski yanık zeminleri, iyileşmeyen yaralar deri kanserlerine zemin hazırlar. Deride yara açılması, kabuklanma, kanama ve yaranın iyileşmemesi ile karakterizedirler. Bazal hücreli kanserler yavaş ilerler ve ancak bulundukları bölgede tahribata neden olurlar. Vücudun başka bir yerine yayılmaları veya sıçramaları söz konusu değildir. Epidermoid kanserler daha hızlı ilerler. Tedavi edilmedikleri takdirde önce lenf yolu ile yakın çevreye, daha sonra uzak organlara sıçrarlar. Habis deri hastalıklarının tedavisi cerrahidir. Hastalıklı bölgenin çevresindeki bir miktar sağlam doku ile birlikte tam olarak çıkarılması tedaviyi sağlar. Diğer kanserlerin aksine, cilt kanserleri ilk başladıkları andan itibaren, göz ile görülüp erken teşhis edilebildiklerinden, tedavi başarısı % 100’e yakındır. Geç başvuru nedeni ile hastalığın yayılmış olduğu olgularda tedavi yayılım bölgelerini de kapsar. Cerrahi tedavi sonucu eğer bir takım doku eksiklikleri oluşuyorsa, bunlar da rekonstrüktif cerrahi yöntemler ile onarılır.

Malin Melanom 
Malin melanon : Benlerden kaynaklanan tümörlerdir. Tüm habis deri hastalıkları içinde en hızlı ilerleyen türdür. Lentigo malin melanon, yüzeyel yayılan malin melanom, modüler malin melanom olmak üzere üç türü vardır. Lentiga malin melanom en yavaş büyüyen, modüler malin melanom da en hızlı büyüyen ve yayılan türüdür. Malin melanomların bu denli tehlikeli olmasının nedeni bilinen tüm tümör yayılma yolları ile dağılabilmesidir. Bunlar komşuluk yolu ile çevre dokulara, atar damar, toplar damar ve lenf damarları yolu ile uzak organlara olabilir. Hangi yolla nereye sıçrayacağını tahmin etmek mümkün olmadığından cerrahi tedavi sadece ilk başladığı bölgeye yöneliktir. Yayılımlarla ilgili girişimler ancak bunlar ortaya çıktıktan sonra uygulanabilir. Vücuttaki tüm benler tehlikeli değildir. Ve tehlikeli olanlarını iyi bir gözlemcinin fark etmemesi mümkün değildir. Bunlar mevcut benlerde renk değişimi, büyüme, kenarların düzensiz bir görünüm alması, kabuklanma, kanama ve ben üzerindeki yaranın iyileşmemesi olarak sayılabilir. Sürekli tahrişe uğrayan bölgelerdeki benlere özellikle dikkat edilmelidir. Bunlar kemer ve sütyen hizasına rast gelenler, ayak tabanı ve avuç içi benleri, ve cinsel bölgelerdeki benlerdir.



İzler, Nedbeler, Keloidler
İzler, nedbeler, keloidler : Yaralanma, kazalar, yanık ve ameliyat sonrası oluşan izlerin ve nedbelerin düzeltilmesi amacı ile yapılan işlemlerdir. Bu izler yaralanmanın doğal sonucu olabileceği gibi bünyeden kaynaklanan yara iyileşmesi kusurları olarak da ortaya çıkabilir. Herhangi bir yaralanma ve yanık ne kadar derin ise ve ne kadar geç tedavi edilirse o kadar fazla iz bırakır. Bu izler ya cerrahi olarak çıkarılır ve böylelikle küçültülür. (Ancak tamamen yok edilemez) ya da tıbbi bir takım tedavilerle hafifletilir. Bu tür yakınmalarda tedavi sabır gerektirmekte ve uzun sürebilmektedir.

Cinsel Organ Estetikleri

Cinsel organ estetikleri: Çok utanılarak hekime baş vurulmasına ve hastanın kendisinden başka çok az kişide bu tür bir yakınma olabileceğini düşünmesine karşın plastik cerrahların oldukça sık karşılaştıkları yakınmalardandır. Kadınlarda dış ve iç dudakların büyüklüğü yada asimetrisini en en sık karşılaşılan sorundur. Erkeklerde ise tahmin edilebileceği gibi penis kısalığı, penis inceliği ve daha daha seyrek olarak da penis eğriliği başvuru sebepleri arasındadır. Günübirlik işlemlerdir. Kadınlarda lokal anestezi ile erkeklerde ise lokal veya genel anestezi ile yapılabilir. Cinsel ilişki kadınlarda 1 hafta, erkeklerde ise 2 ay süre ile yasaklanır.

15 Aralık 2010 Çarşamba

Göz Çevresi Cerrahisi

Göz Çevresi Cerrahisi
Göz Çevresi Cerrahisi: Göz kapaklarındaki kırışıklıkların, yağ torbalarının, deri gevşeme ve sarkmalarının, göz kapaklarındaki doğuştan veya sonradan olan düşüklüklerin cerrahi olarak giderilmesi için yapılan işlemlerdir. Göz kapağı doğal kıvrımlardan, kirpik diplerinden ya da göz kapağı içinden yapılan kesilerle yukarıda sayılan işlemler gerçekleştirilir. Dikiş kullanıldıysa 5 gün sonra alınır.Tüm işlemler lokal anestezi ile, eğer hasta isterse genel anestezi ile yapılır.Hastanede yatmayı gerektirmez.


Burun Estetikleri

Burun Estetikleri:Yüzün tam ortasında yer alması burunun yüz estetiğinin en önemli unsuru olmasına yol açar. Bu nedenle burun estetiği ameliyatları kişinin yüz görünümünde belirgin bir değişime neden olur. Bu değişimin hastayı olumlu etkilemesi, yani ameliyat sonucundan memnun kalması için mutlaka kendisini hazır hissetmesi ve bu girişime yeterince motive olması şatır. Burun estetiği burun kıkırdak ve kemiklerinin gelişimini tamamladığı 17 yaşından önce yapılmamalıdır. Karar verildikten ve doktora başvurulduktan sonra burun şeklinin farklı yön ve açılardan incelenmesi, burun içi hava yollarının muayenesi, fotoğraf ve gerekirse röntgenlerin çekilmesi gerekir. Bu işlemlerin tamamlanmasından sonraki aşama kişinin cinsiyetine, yüz şekline, saç ve cilt yapısına uyacak burun modelinin belirlenmesidir. Bu amaçla benzer yüz şeklindeki hastalara daha önce yapılmış olan ameliyat fotoğraflarından ve kişinin kendi yüzünün bilgisayar ekranında rötüşlanması ile oluşturulan şekillerden yararlanılır. Ameliyat genel anestezi altına yapılır ve yaklaşık 45 dakika sürer. Bu süre sonunda burun içine tamponlar yerleşmiş ve burun üstten alçılanmış olarak hasta uyanır. Ameliyatın tamamı burun deliklerinin içinden yapıldığından dışardan hiçbir iz oluşmaz. Ameliyat sırasında burun içine verilen kanamayı önleyici ilaçlara rağmen ameliyat sonrasında göz çevresi ve yanaklarda, bünyeye göre değişen miktarlarda, ödem-şişme oluşur. Bu şişme ve bazen morarma nedeni ile dışarıdan bakanlar için ameliyat sonrası yüz görünümü ürkütücü olsa da hastalar ağrı duymamakta ve isterlerse aynı gün eve gitmelerine izin verilmektedir. Burun içindeki tamponlar 1 günde, burun üzerindeki alçı ise 1 haftada alınır. Bu arada ameliyat sonrası şişler de dağılmış olur. Kalan az miktardaki ödemin dağılması ve burunun son şeklini alması birkaç ay devam eden bir süreçtir. Sonuç ne kadar olumlu olursa olsun yeni şekle adaptasyon için belirli bir zaman gereklidir. Hasta ne kadar gençse ve ameliyat olmaya ne kadar istekli ise bu süre o kadar kısalır. Yaygın endişenin aksine iyileşmiş bir burun ameliyatının sonradan çökmesi yada düşmesi söz konusu değildir. Ehil olmayan ellerde gereğinden küçük yapılmış, ancak erken ameliyat sonrası dönemde şişler yüzünden bu durumun belli olmadığı olgularda, ödemler dağılıp gerçek şekil ortaya çıktığında burun çöktü şeklinde bir yanlış tanımlama yapılmaktadır. Unutulmamalıdır ki uzman olan kişilerce yapıldığında böyle bir olasılık yoktur. Alçı sonrası hamam, sauna ve güneşlenme 6 hafta süre ile sakıncalıdır. Bu sayılanların kişinin sağlığı yada ameliyat sonucuna hiçbir zararı olmamakla birlikte, ödemlerin-şişlerin inmesini geciktirmesi nedeni ile yapılmaması uygundur. Spor yapmaya ise üç hafta sonra izin verilir.

Meme Estetikleri

Meme Büyütme (silikon)
Meme Büyütme (silikon) Ameliyatları: Son yıllarda en çok yaygınlık kazanan ameliyatlardan birisidir. Kolay uygulana bilmesi, iz bırakmaması, geri dönüşü olabilen bir ameliyat olması bu yaygınlığın başlıca sebepleridir. Ameliyat kararını vermeden önce bu girişimin tüm özelliklerini anlaşılması ve hastanın beklentilerinin tam olarak belirlenmesi gereklidir. Kişinin yeterli motivasyonunun olması ve bu işleme psikolojik olarak hazır olması şarttır. Komşu tavsiyesi ya da eşinin zorlaması ile ameliyat olmayı isteyenler uygun aday değildir ve ameliyat sonrası hayal kırıklığı oranı yüksektir. Memeleri büyütmek amacıyla kullanılan torbacıklar, halk arasında silikon olarak bilinir ise de tıbbi adı meme protezidir. Bu protezler iki türdür; içi silikon jel ile dolu olanlar ve iç boş olup ameliyat sırasında hekim tarafından serum ile doldurulanlar. Meme protezlerinin uzun yıllardır yüz binlerce kişi üzerinde kullanılmış olmasına karşın hala zaman zaman kanser yapar mı endişesi ile karşılaşılması bu konudaki yetersiz bilgilendirmeden kaynaklanmaktadır. Yıllardır yapılagelen çok sayıdaki araştırmanın hiç birinde bu konuda en küçük bir bulgu olmamasına karşın hastaları en çok korkutan bu olmaktadır. Meme protezleri değişik ölçü ve şekillerdedir.hastanın vücut ölçülerine, ameliyat öncesi meme şekil ve hacmine, ameliyat sonrası beklentilerine, yaşına ve mesleğine uygun bir seçim yapıldıktan sonra genel anestezi altında 1 saat süren bir operasyonla vücuda yerleştirilir. Bu girişim meme ucundan, koltuk altından, ya da meme altından yapılabilir ve karar yine hastayla birlikte verilir. Protezin yerleştirildiği bölge meme dokusunun altındaki göğüs adelesi ile kaburgalar arasında oluşturulan doku boşluğudur. Bunun anlamı protezin hiçbir şekilde meme dokusu ile temas halinde olmamasıdır. Böylelikle diğer nedenlerle ortaya çıkabilecek meme hastalıklarının muayenesi, radyolojik incelenmesi, biopsi, ameliyat gibi girişimler engellenmemiş olur. Ayrıca cinselliği, doğum sonrası süt üretimini yada bebeği emzirmeyi de olumsuz etkilemez. Bir gün hastanede kalmayı gerektirir. Dokunun şekillenmesi şişlerin dağılması yaklaşık 7-10 gün sürebilir. Dikiş alınması yada pansuman yapılması söz konusu değildir. Hasta sütyen takıp takmamakta serbesttir. Cinsel yaşamla ya da fizik egzersizlerle ilgili bir sınırlama yoktur. Oluşan şekil ömrü boyunca kalıcıdır. Hastadan gelebilecek şekil ve hacim değişikliği istekleri dışında kullanılan protezin ileriki yıllarda değiştirilmesi söz konusu değildir. Bu ameliyatlardan sonra görülebilecek en önemli aksilik, vücudun yerleştirilen protezin etrafını adeta bir koza gibi, kapsül dokusu adı verilen, sert bir doku ile örerek memede sertleşmeye ve deformasyona yol açmasıdır. Önlem olarak ameliyat sonrasında mutlaka hekim kontrolünde kalmalı, önerilen hareket ve masajlar uygulanmalıdır. Buna rağmen kapsül oluşması durumunda ise çeşitli yöntemlerle ortadan kaldırılabilir.
Meme Küçültme veya Dikleştirme
Meme küçültme ve dikleştirme ameliyatları: Meme büyütme ameliyatlarının aksine bu ameliyatlarda herhangi bir madde kullanılmaksızın memelerin kendi dokusu şekillendirilerek arzu edilen estetik sonuç elde edilir. Bu amaçla meme başları ve meme dokusu yukarı kaldırılarak dikleştirilir. Eğer büyükse aynı anda bu dokuların bir bölümü çıkartılarak hacim küçültülür. Deri bolluğu deri fazlalığı çıkartılarak düzeltilir. Ancak bütün bu işlemler üç boyutlu bir değişim gerektirdiğinden bir takım ameliyat izlerinin oluşması kaçınılmazdır. Bu izler memenin sarkıklığı ve/veya büyüklüğü ile orantılıdır. Çok iri ve sarkık olmayan memelerde dokuları çepeçevre meme başının etrafına toplayarak oldukça az bir izle sonuç elde edilir. İri ve sarkık memelerde ise bu yeterli olmayacağından meme başı çevresi kendine ek olarak meme altına doğru uzanan I veya ters T şeklinde bir kesik daha yapılması gereklidir. Estetik iplerle bu izlerin asgari olması sağlanır ve başlangıçta kızarık bir renk gösteren izlerin rengi 6ay- 1 yıl arası bir sürede giderek açılır ve normal cilt rengine çok yaklaşır, ancak hiçbir zaman tam kaybolmaz. Yine bazı ameliyatlarda meme dokusunun da bir bölümünün alınması gerekebileceğinden meme ucunun duyarlılığı ve süt verimi azalabilmektedir. Meme büyültme ameliyatlarının aksine küçültme ameliyatlarında bu tür sakıncaların görülmesine rağmen sırt ve omuz ağrısı çeken, kamburlaşan ve meme altlarında pişik oluşan hastalar tereddütsüz ameliyat kararı vermektedir. Bunun dışında kalan az yada orta derecede şekil bozukluklarında kararın ne olacağı, kişinin güzellik kavramında şeklin mi yoksa izlerin mi önemli olduğuna göre değişir. Yani şekle önem verenler ameliyat olmayı seçerken, dikiş izlerinde rahatsız olanlar mevcut şekille yaşamayı tercih edebilir. Ameliyat sonrası ortaya çıkan şekil ne kadar mükemmel olursa olsun, yer çekiminin meme üzerinde etkisi devam edeceğinden ve memeyi saran deri elastik bir doku olduğundan, bir süre sonra meme yeniden sarkmaya başlayabilir. Bunu önlemek için ameliyat sonrası sütyen kullanımı önem taşımaktadır. Unutulmamalıdır ki yapılan ameliyat mevcut şekli düzeltmeye yöneliktir ve ilerde oluşabilecek şekil bozukluklarına karşı bir önlem değildir.

Meme Rekonstrüksiyonu (Yeni meme yapılması)
Meme rekonstrüksiyonu (oluşturulması) ameliyatları: Tümör nedeniyle memesi alınan hastaların genel sağlık durumları izin verdiği takdirde yeniden meme oluşturulması, ya da küçük yaşlarda geçirilmiş yanık, kaza gibi nedenlerle meme gelişimi engellenmiş kişilerde meme onarımı amacıyla yapılan ameliyatlardır. Tümör ameliyatı sonrası rekonstrüksiyonlar memenin alınması ile aynı yada daha sonra yapılabilir.Oluşturulmak istenen memenin şekline, hacmine ve ameliyatta çıkartılan doku miktarına göre belirlenen rekonstrüksyon seçenekleri vardır. Bunlar hastanın karnından veya sırtından alınan deri, derialtı ve kas dokularının tek başına yada meme protezi ile birlikte kullanımı esasına dayanır. Hastanın isteğine göre ya karşı memenin şekline uygun bir rekonstrüksyon yapılır ya da estetik konsepti içinde güzel bir meme oluşturulur ve sağlam ancak deforme olan diğer meme de buna uyacak şekilde düzeltilir. Meme ucunun oluşturulması için ise karşı meme ucundan veya vücudun uygun bölgelerinden alınan deri kullanılır. Bu ameliyatlarda da sonuç birtakım izler pahasına elde edilir. 

Dolgu Maddeleri Ve Uygulamaları

http://www.estetik-cerrahi.com/
DOLGU MADDELERİ NERELERDE KULLANILIR

Burun kenarından aşağı inen çizgiler (Nazolabial Çizgiler) Burun ile ağız arasındaki çizgiler (Philtral Çizgiler) Dudak dolgunlaştırılması Dudaklar etrafındaki radial çizgiler Göz çevresindeki kırışıklıklar Alındaki çizgiler Akne izleri Kaza veya travma sonucu oluşan deformiteler Yanak ve elmacık kemiği dolgunlaştırmak
Vücuttaki bazı asimetrilerin düzeltilmesi

DUDAK DOLGUNLAŞTIRILMASI
Dolgun dudaklar, tarih boyunca güzelliğin ve estetiğin simgesi olmuştur. Bazı kişilerde yapısal olarak bir incelik, bazende yaşın ilerlemesi, menapoza girme gibi nedenlerle dudaklarda incelme söz konusu olabilmektedir. Bu problem ameliyatlı ve ameliyatsız yöntemlerle düzeltilebilmektedir.

Operatif yöntemlerde dudağa bir başka alandan alınan yağ enjekte edilmektedir. Ancak bu yöntemin kalıcılığının az olması, tekrarlanma gerekliliği, bizi uygulaması çok daha kolay olan dolgu maddelerine yöneltmiştir.

Özellikle dudağın kırmızı ve beyaz çizgisi içerine yapılacak enjeksiyonlarla dudak konturları belirgin hale getirilebilir. Yine dudak mukozası ve philtrum içerisine yapılacak enjeksiyonlarla dudağın estetik görünümünde düzelme sağlanır. Sıklıkla hyalüronik asit içeren preparatlar kullanılabilmekle birlikte hidroksiapatit içerikli dolgularda kullanılabilmektedir. Dudak bölgesinin hareketli bir bölge olması bu alanı biraz daha dezavantajlı kılar. Bu yüzden bir çok firma stabilizasyonunu artırarak lip, kiss gibi özel formlar çıkartmışlardır.

DOLGU MADDELERİ UYGULANDIĞINDA ETKİSİ NE KADAR SÜRER?

 
Kullanılan maddenin özelliğine göre hyalüronik asit içeren preparatlarda 6-12 ay, Poly L Laktik asit içeren uygulamalarda 1-2 sene, Hidroksi apatit içeren preparatlarda 3-5 yıl, kalıcı dolgularda ise ömür boyu devam eder.

DOLGU MADDE UYGULAMALARI NE KADAR SÜRER?
Bir uygulama ortalama 15-30 dakika sürer.

UYGULAMA SIRASINDA AĞRI OLUR MU?


Kişiyi rahatsız edecek bir ağrı oluşmaz, istenilirse uygulamadan 30-60 dakika önce uyuşturucu krem sürülebilir, bazı uygulamalarda lokal anestezi yapılabilir.

YÜZDE RAHATSIZLIK VEREN BİR DURUM OLUŞUR MU?

Uygulama bir enjeksiyon yöntemi ile yapıldığından çok hafif bir şişlik olabilir, sonrasında buz uygulamak faydalı olacaktır. Özellikle dudak enjeksiyonlarında şişlik biraz daha fazla olacaktır.

İŞE GİTMEYE ENGEL BİR DURUM OLUŞUR MU?

Uygulama herhangi bir zamanda, öğle arasında yapılabilir, sonrasında rahatlıkla işinize geri dönebilirsiniz.

DOLGU MADDELERİNİN SINIFLANDIRILMASI


Terleme tedavisinde Botoks






Terleme tedavisinde BOTOKS
Aşırı terleme (primer hiperhidroz) nüfusun % 0.6-1’ini etkilemektedir.
Aşırı terleme vücudun her yerinde bulunan erkin ter bezlerinin aşırı çalışmasına bağlıdır. Bu bezler en yoğun şekilde avuç içlerinde, ayak tabanında ve koltuk altında gruplar halinde bulunur.
Botox uygulaması, aşırı terleme için ruhsatlandırılmış ilk ve tek yöntemdir.
Aşırı terlemesi bulunan hastalar ter yüzünden dakikalar ile ifade edilecek kadar kısa süreler içinde sırılsıklam olurlar.
Hastalar bu ıslaklık ile başa çıkabilmek için koltuk altlarına sıvı emici kumaşlar ve pedler kullanmakta ya da sık sık kıyafet değiştirmektedirler.
Aşırı terleme hem özel yaşamda hem de profesyonel iş yaşamında ciddi sosyal problemlere yol açar. Yoğun ter deride maserasyona (dokunun sıvı içinde kalarak yumuşaması) ve sekonder mikrobik enfeksiyonlara yol açabilir.
Aşırı terleme belirtileri ciddi duygusal ve sosyal problemlere yol açabilir. Profesyonel iş yaşamında ise fonksiyon kaybına neden olabilir.
Hiperhidrozun yaşam kalitesi üzerinde yarattığı negatif etki şiddetli akne, pröriasis, pruritus gibi sıkıntı verici durumlar ile mukayese edilebilecek düzeydedir.

29 Kasım 2010 Pazartesi

Hakkımda

 1957 yılında İstanbul’da doğdu. Orta ve lise öğrenimini İstanbul’da English High School’da 1975 yılında tamamladıktan sonra aynı yıl İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi’nde başlayan tıp eğitimini 1981 yılında tamamlayarak mezun oldu. 1981-1986 yılları arasında İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim Dalı’nda ihtisas yaptı. 1986-1988 yılları arasında İstanbul Şişli Etfal Hastanesi, Plastik Cerrahi Kliniği’nin kuruluşunda başasistan olarak görev yaptı. 1989 yılında İngiltere Sağlık Bakanlığı’na bağlı North Warwickshire Health Authority Hastanelerinde Prof. Richard Matthews denetiminde çalıştı. 1989-2000 yılları arasında ise Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde plastik cerrahi uzmanı olarak görev yaptı. Çok sayıda yurtiçi ve uluslararası çalışması bulunan Op.Dr.Baki ÇOKNEŞELİ Türk Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği, Estetik ve Plastik Cerrahi Derneği, Uluslararası Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği (ISAPS) üyesidir. İngilizce ve Fransızca bilen Dr.Baki ÇOKNEŞELİ halen özel çalışmalarını serbest hekim olarak sürdürmekted

27 Kasım 2010 Cumartesi

Estetik Cerrahi

1-Estetik Cerrahi Nedir? Rekonstrüktif Cerrahi Nedir?
Estetik cerrahi şekil düzeltme cerrahisidir. Bir başka deyişle şekil ve\veya ölçüleri bozuk olan doku ve organların şeklinin hastanın beğenisi ve ideal anatomik ölçüler doğrultusunda değiştirilmesidir. Örnek: küçük göğüslerin meme protezi ile büyütülmesi (ÖRNEK)
Rekonstrüktif cerrahi ise onarım cerrahisidir. Doğuştan eksik veya kusurlu olan, ya da kaza, yanık, tümör ameliyatı sonucu yok olan yada şekli bozulan organların yeniden oluşturulmasıdır. Örnek: kanser sonucu alınan memenin yeniden oluşturulması. (ÖRNEK)

2-Kimlerin Plastik Cerrahiye İhtiyacı Olur?
Yüzünün veya vücudunu herhangi bir bölgesi ya da organı deforme, normal ölçülerin altında veya üstünde olan, kaza, yanık, tümör ameliyatı gibi nedenlerle organ kayıpları ya da kusurları olan kişilerin sorunları plastik cerrahi yöntemleri ile çözümlenir. 

3-Pahalı mıdır?
 Yaygın kanının aksine estetik ameliyatları gerçekleştirmek için çok pahalı ve lüks hastaneler seçilmediği takdirde yapılacak girişimler diğer ameliyat türlerinden daha pahalıya mal olmazlar. Ameliyat sonrası hastanede kalış süreleri çok kısa olduğundan daha bile ucuza mal oldukları söylenebilir.
 4-Estetik Ameliyatlar Ağrılı mıdır?
 Bir çok estetik ameliyatı sadece deri ve deri altı dokularını ilgilendirdiğinden ağrılı değildir. Hafif ağrı olursa da bu 1-2 günde geçer ve bu süre içerisinde de kolaylıkla ağrı kesici ilaçlarla kontrol altına alınabilir. Kasların da dahil olduğu ameliyatlarda, örneğin meme protezi ameliyatları, ağrı ve gerginlik hissi biraz daha uzun sürebilir.
5-Ameliyat İzi Kalır mı?
Estetik ameliyat hiç iz bırakmayan ameliyattır şeklinde yaygın bir kanı vardır.  Estetik ameliyat için  uygun ameliyat malzemesi ve özel iplikler kullanılır ve, çok az da olsa, mutlaka bir iz kalır. Ancak estetik ameliyatlarda bu izler bir yerlere gizlenir. Örneğin burun estetiği ameliyatında burun deliklerinin içine, alt göz kapağı estetiğ ameliyatında göz kapağı içine gibi. Bazı ameliyatlarda ise izlerin tamamını gizlemek mümkün değildir. Örneğin meme küçültme
6-Yara ve Yanık İzleri Tamamen Yok Edilebilir mi? 
Yara ve yanık izleri hiçbir zaman tamamen yok edilemez. Bunlar ancak küçültülebilir yada hafifletilebilir. Yapılacak estetik ameliyat sonucunda ortaya çıkan yeni görünümün ne oranda başarılı olabileceği kişinin cilt yapısına, yaşına, yara ve yanık izinin boyutlarına, vücuttaki yerine, derinliğine ve eskiliğine göre değişir.(ÖRNEK) 
7-Estetik Ameliyatlar Herkese Uygulanabilir mi? 
Ruh ve beden sağlığı yerinde olan herkese uygulanabilir. Ancak bazı ameliyatlar için yaş sınırlaması, ya da o ameliyatın yapılabilmesi için ideal olan bir yaş vardır. Örneğin damak yarığı (kurt ağzı)ameliyatı 1,5 yaşında,  kepçe kulak ameliyatı 6 yaşında, meme büyütme estetiği ve burun estetiği 17 yaş üzerindekilere ve yüz germe ameliyatları 40 yaş üzerindekilere yapılmalıdır. 
8-Riskleri Nelerdir? 
Estetik ameliyat ın riskleri diğer cerrahi girişimlerin tümünde olduğu gibi kişinin genel sağlık sorunlarından kaynaklanabilecek risklerdir. Bunun dışında estetik ameliyatların kendilerinden kaynaklanan tehlikeler yoktur. Estetik ameliyat hayati organ ve dokularla ilgili bir girişim olmadığından hastaların sağlığının ya da yaşamının riske edilmesi söz konusu değildir.