13 Ocak 2011 Perşembe

YARA TEDAVİSİ

Şeker Hastalarında Oluşan Yaralar
Şeker Hastalarında Oluşan Yaralar: Uzun yıllar boyu devam eden şeker hastalığının komplikasyonlarının biri olan damar bozuklukları ve buna bağlı bölgesel doku kanlanması eksiklikleri sonucunda ilgili bölgelerde kolaylıkla yara açılmasına yol açar. Kan dolaşımının zaten çok zayıf olduğu ayak ve bacak bölgeleri bu nedenle ilk olumsuz etkilenen bölgelerdir. Tedavi kan şekerinin düzenlenmesi, ayağın istirahati ve yüksekte tutulması, uygun yara bakım ve pansuman yöntemlerinin uygulanması, daha sonra da plastik cerrahi yöntemlerle yaranın kapatılmasından oluşmaktadır. Tedavi oldukça uzundur ve sabır gerektirir. Tüm çabalara karşın zaman zaman hastanın durumunda gerilemeler  görülebilir.

Yatalak Hastaların Yaraları
Yatalak Hastaların Yaraları: Uzun süre yatan hareket yeteneği sınırlı, ya da şuuru kapalı kişilerde sürekli basınç gelen bölgelerin dolaşımının yavaşlamasına bağlı oluşan yaralardır. Bası yaraları olarak adlandırılır. Tedavide öncelikle etkenin ortadan kaldırılması gereklidir. Bir başka deyişle yaralı veya riskli bölgedeki basıncın dokular üzerindeki etkisi yok edilmez ise yara iyileşmesini sağlamak mümkün değildir. Bu amaçla hastanın bilinci yerinde ise sık sık hareket ettirmek, mümkünse yürütmek, bilinci yerinde değilse sık sık pozisyonunun değiştirilmesi, altının kuru ve kırışıksız kalmasının sağlanması, havalı yatak kullanılması gibi önlemlerin alınması şarttır. Tüm bu önlemlerden sonra uygun yara bakımı ve pansumanlarla ya yaranın iyileşmesi sağlanmış olur,  ya da yara ameliyata hazırlanır. Cerrahi tedavi serbest deri nakli, veya çevre dokuların kaydırılması ile yaranın kapatılmasından oluşur. Ameliyat öncesi hazırlık başarı için şarttır ve aynı önlemler ameliyat sonrası da devam etmelidir.

Varis Ülserleri
Varis Ülserleri: Varis hastalığının çok ileri dönemlerinde dolaşım bozulmasına ve dokuların kanlanamamasına bağlı olarak bacaklarda yaralar oluşabilir. Tedavi dolaşım bozukluğunun düzeltilmesi, bacağın yükseltilerek dinlendirilmesi, uygun pansumanlar ve tüm bunlardan sonra gerekirse cerrahi girişimdir. Cerrahi genellikle serbest deri nakillerinden ibarettir, ancak tüm ameliyatlar öncesi önlemler ve tedaviler ameliyat sonrası da devam etmelidir. Aksi takdirde sorunun tekrarlanması kaçınılmazdır.

Radyasyon Yaraları
Radyasyon yaraları: Bazen radyasyon kazalarına bağlı yaralanmalarla, ancak çoğunlukla radyo terapi gören hastalarda yan etki olarak oluşan ve son derece güç iyileşen yaralardır. Bu bölgeyi besleyen damarlarda da radyasyon yanıkları oluştuğundan yara iyileşmesini sağlayacak hücre ve sıvıların bu bölgeye ulaşması hemen hemen imkansızdır. Yine aynı nedenle başka bölgelerden nakledilen dokuların radyasyon yaralı bölgeye kaynaması da çok zor gerçekleşir. Dolaşımını bir başka bölgeden sağlayan saplı yada serbest doku transferleri (flaplar) ile onarım yapılması bu konuda uygulanabilecek tek cerrahi tedavi gibidir. Radyoterapi teknolojisindeki gelişmeler ve bilinçli kullanım ile son yıllarda giderek az görülmektedir. http://www.estetik-cerrahi.com/plastik12.html

-KRANİOFASİAL CERRAHİ

Doğuştan Kafatası Şekil Bozuklukları
Doğuştan Kafatası Şekil Bozuklukları: Apert sendromu, Crouzon sendromu gibi doğuştan kafatası şekil bozukluklarıdır. Seyrek rastlanmakla birlikte tedavisi son derece zor ve sadece plastik cerrahın değil bu konuda uzmanlaşmış geniş bir ekibin tedavisinde yer aldığı bir malformasyon grubudur. Bazı durumlarda kafatasını oluşturan tüm kemiklerin yerlerinin değiştirimesini gerektirebilir. Cerrahi tedavi mutlaka tam teşekküllü ve konuda uzman hekimlerin bulunduğu kliniklerde ve patolojinin ağırlığı ile orantılı olarak en kısa sürede yapılmalıdır.

Kafatası ve Çevresi Tümörleri ve Kaza Sonucu Onarımları
Kafatası ve Çevresi Tümörleri ve kaza Sonrası Onarımları: Kafatası ve çevresindeki dokuların kaza sonrası kayıpları ve tümör ameliyatları sonrasında bu bölgede oluşacak doku eksikliklerinin onarımı plastik cerrahi yöntemleri ile gerçekleştirilir. Bunların arasında vücudun bir başka bölümünden kemik, deri, kas veya bunları birlikte içeren dokuların nakilleri ya da çevre dokulardan yapılan kaydırma işlemleri sayılabilir. Genel anestezi altında ve mümkün olan en kısa sürede gerçekleştirilmesi gereken rekonstrüksiyon (onarım) yöntemleri arasındadır.

EL CERRAHİSİ

Doğuştan El Anomalileri
Doğuştan El Anomalileri: Elin doğuştan olan şekil bozukluklarını cerrahi yöntemlerle kısmen ya da tamamen düzeltilmesidir. Bunlar parmak eksiklikleri veya fazlalıkları, el ve parmak asimetrileri, elin ya da ön kolun kısmi gelişme kusurları, parmak kısalıkları, parmaklar arası yapışıklıklar (sindaktilki) ve buna benzer kusurlar olabilir. Çocuk doğar doğmaz tedavi planlanmalı ve deformitenin cinsine göre değişen zamanlamayla tedavisi gerçekleştirilmelidir.

El Yaralanmalarında Acil Cerrahi veya Sekellerin Düzeltilmesi
El Yaralanmaları: El yaralanmaları acil olarak ya da geç dönem sekellerle başvurmalarına göre iki grupta incelenebilir. Çoğunlukla iş kazaları sonucu oluşurlar. Bu konuda tecrübesi olan hekimlerce uygun koşullarda tedavi edilen acil yaralanma başvurularında sonuç hemen her zaman mükemmeldir. Tedavi edilmemiş, veya yanlış tedavi edilmiş olgularda ise hastalar sekeller ile baş vurur. Bu durumda sadece yaralanma sonucu oluşan hasarla değil, kendi kendine oluşan iyileşme süreci ile ortaya çıkan, eklem sertleşmeleri, kirişlerin geri çekilme ve kısalmaları, sinirlerin onarılmaması sonucu oluşan his ve hareket kusurları, kasların çalışmaması sonucu oluşan hareket zayıflıkları ile de ilgilenilmesi gerekir. Bu ise tedavi başarısını olumsuz etkiler. Hem doğuştan, hem de sonradan oluşan el sorunlarının cerrahi tedavisini takiben uygulanacak fizyoterapi ve hastanın ameliyat sonrası yapılanları anlayarak tedavi sürecinde ekip ile işbirliği yapması başarı açısından mutlak gereklidir.

YANIKLAR

Acil ve Erken Dönem Yanıklar
Acil ve erken dönem yanıklar :  Yanık sonucu yaralanan kişinin hemen ya da erken dönemde tedavi edilmesi amacı ile yapılan işlemlerdir. Yanıklar erişkinlerde  % 20 yi, çocuklarda % 10 u aşarsa hayati tehlikeyi taşır. Bu nedenle zaman kaybetmeden tedaviye başlanmalıdır. Hayati tehlike ekarte edildikten sonra tedavi planlaması yaraların hızla iyileştirilmesine yöneliktir. 2. derece yanıklar (çoğunlukla haşlanma yanıkları) tıbbi tedavi ile iyileşebilir. 3. derece yanıklarda ise (alev yanıkları) derinin tüm katmanları yandığından kendi kendine iyileşme söz konusu değildir, ve mutlaka ameliyatla bu bölgenin deri kaplanması gereklidir. 2. Derece yanıklar da zamanında ve uygun şekilde tedavi edilmediği takdirde enfeksiyon nedeni ile derinleşir ve 3. derece yanıklar gibi ameliyat olmaksızın iyileşmez hale dönüşebilir.

Geç Dönem Şekil Bozukluklarının ve Sekellerin onarımı
Geç dönem şekil bozuklukları ve sekellerin onarımı :  Pansumanlarda ya da cerrahi girişimlerde iyileşen yanık yaralarının ne yazık ki büyük bölümünde izler kalır. Bazen bu izler komşu bölgelerdeki sağlam (yanmamış) dokuların işlev ya da görünümlerini olumsuz etkiler. Örneğin koltuk altının veya dirseğin yanık nedeni ile kasılması kol hareketlerini kısıtlayabilir. Göğüs bölgesindeki yanıklar memenin gelişmesini engelleyebilir. Uzun süre iyileşmeyen, ya da sürekli açılıp kapanan yaraların üzerinde cilt kanserleri oluşabilir. Yanık nedeni ile tahrip olan çeşitli dokuların yeniden oluşturulması gerekebilir (Burun, kulak gibi). Tüm bu şekil bozuklukları ve sekelleri deformitenin derinliği ve genişliği göz önüne alınarak çeşitli plastik cerrahi yöntemleri ile tedavi edilir. Bu tür onarımların çoğunda bir takım izlerin kalması kaçınılmazdır.

YÜZ CERRAHİSİ (MAKSİLLOFASİAL CERRAHİ)

Yüz Yaralanmaları
yüz yaralanmaları: 4 Duyu organını taşıyan, kişinin estetiğinin büyük bölümünü oluşturan ve vücudun en çok dikkat çeken bölümü olan yüz ne yazık ki en çok yaralanan organların başındadır. Bu yaralanmalar doku ve organ kayıplarına, şekil ve fonksiyon bozukluklarına yol açabilir, bazen da solunum yoluna olan kanamalar yada eşlik eden kafa travmaları nedeniyle hayati tehlike yaratabilir. Tüm dokular anatomilerine  uygun olacak şekilde ve en kısa sürede onarılmalıdır. Bu şekilde olası şekil bozukluklarının ve fazla miktarda iz kalmasının önüne geçilebilir. Eğer doku eksiklikleri (kayıpları) varsa bunlar da vücuttan alınan parçalarla onarılmalıdır.